Geçmişten gelen koku

Lavanta, Beyoğlu, Kolonya, Fransa; yüzyılı aşkın süredir hizmet veren Rebul Eczanesi’nin mihenk taşları… Rebul Eczanesi’nin ikinci kuşak sahibi, Mehmet Müderrisoğlu “Kolonyayı herkes üretiyor, kokuyu seçmek zor” diyor.

Rebul markasını bilmeyen yoktur herhalde… Ve İstanbul Beyefendilerinin tıraş sonrası süründüğü, uzun yıllar bayramların misk kokusu olarak nam salan Rebul’un o meşhur lavanta kolonyasını da… Beyoğlu’nun en eski dükkanlarından Rebul Eczanesi’nin ikinci kuşak sahibi Mehmet Müderrisoğlu, ismini eczaneden alan
meşhur kolonyanın hikâyesini anlattı.

‘Fransızca bilmeyene iş yok’

Beyoğlu’nda 123 yıl önce açılan Rebul Eczanesi’nin doğuşu hayli ilginç bir hikâye. Her şey, Fransızz eczacı Jean Cesar Reboul’un 1895’te Trabzon Hopa Otoyolu’nu yapmak için Türkiye’de mühendislik yapan babasını ziyarete gelmesiyle başlıyor. Reboul, İstanbul’a âşık oluyor. Paris’e dönmekten vazgeçiyor ve Beyoğlu Rumeli Han’da bir eczane açıyor. Eczanesi kısa sürede İstanbul’un en ünlü eczaneleri arasındaki yerini alıyor. Müderrisoğlu ailesinin de kaderi işte tam da bu dönemde değişiyor. Mehmet Müderrisoğlu’nun babası, henüz öğrenciyken eczacılık mesleğini öğrenmek istiyor ve Reboul’un kapısını çalıyor. Reboul’un ilk sorusu, “Fransızca biliyor musunuz?” oluyor. “Hayır” diyen, Müderrisoğlu’na Reboul’dan gelen cevap oldukça sert oluyor: “Rue de Pera’da Fransızca bilmeyene iş yok.” Müderrisoğlu, hemen Fransız Konsolosluğu’nun gece kurslarına kaydoluyor ve Fransızca’yı öğreniyor. Üniversite diplomasını da alınca Mösyö Reboul’un kapısını tekrar çalıyor. Reboul, Müderrisoğlu’nu işe kabul ediyor.

Müderrisoğlu hikâyenin geri kalanını şöyle anlatıyor: “Mösyö Reboul 1936’da eczaneyi babama vermek istiyor. Babam, parası olmadığını söyleyince Mösyö Reboul onu eczaneye ortak ediyor. Bir süre sonra da eczanesini babama veriyor. Babam, eczanecilik dışında kolonya yapımına başlıyor ve ilk lavanta kolonyasını 1938 yılında yapıyor.”

Lavantaların Fransa’dan geldiğini belirten Müderrisoğlu şunları da ekliyor:

Lavantalar Fransa’dan

“Fransa’nın Grasse şehrindeki bir lavanta tarlasından lavanta getiriyor babam. Hâlâ da o tarladan almaya devam ediyoruz. Üniversitede okurken bizi yurtdışına staja gönderirdi. Jel yapmayı öğrenmiştim, döndüğümde yapmaya başladım. Babam da onları sattı. Ertesi yıl parfüm yaptım. Zaten çocukluktaki ilk oyuncağım da küçük tahta eczanemdi. Ve bugün benim formül kayıt defterimde numara olarak 1 milyon 493 bin küsürdeyim. Hata yapmamak için kayıt defterime her şeyi yazıyorum.”

Günde 30 bin şişe kolonya

Yaklaşık 50 yıldır kolonya ürettiklerini söyleyen Müderrisoğlu, “Fabrikalarımızda günde yaklaşık 30 bin şişe kolonya üretiliyor. Burada yeni ürün geliştiriyoruz nasıl yapılacağı konusunda bir yol gösteriyoruz. Fabrikada üretime veriyoruz. Ürünün bitmesi altı ayı buluyor. Sabah erken saatlerde buraya geliyorum geç saatlere kadar çalışıyorum. Kolonyayı herkes üretiyor kokuyu seçmek zor. Hikâyemiz bir eczaneyle başladı böyle sürüyor” dedi.

Yurtdışında 20 mağaza

Eczacılık dışında kozmetik ürünlerini de yaptığını söyleyen Mehmet Müderrisoğlu, “Kozmetiğe merak saldım. Kozmetik fabrikamda yabancı markaların ürünlerini yaptım. Atelier Rebul diye mağazalar açıyoruz. Yaklaşık 15 tane oldu Türkiye’de. Yurtdışında yıl sonunda 20 tane açmış olacağız. Bu, benim, oğlum ve ortaklarımın yapığı Hadise. Ömür boyu ihracat yapayım hevesi içerisindeydim” diyor.

KAYNAKMilliyet
Avatar
Kariyer Merkezim, kâr amacı gütmeyen Kariyer, Girişimcilik, İnovasyon, İnsan Kaynakları vb konularda ilgilileri bilgilendirmeyi amaçlayan bir web sayfasıdır. Web sayfasında yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlı olup doğruluğu açısından bilginin kaynağı sorumludur.