Yöresinde Fark Yaratan Kadın Ödülü aldı: Alkışlanacak kadın girişimci: İksir Aydın

İKSIR Aydın, aslında bir matematik öğretmeni. Uzun yıllar eğitimci ve idareci olarak çalışıyor. Emekli olduktan sonra girişimci oluyor! Sadece girişimci mi? Hayır!

Yöresinde Fark Yaratan Kadın Ödülü aldı: Alkışlanacak kadın girişimci: İksir Aydın

Yatırımcı, turizmci, üretici…

Şu anda da arı gibi çalışıyor.

Kastamonu Daday’da kızı Ece’yle harikalar yarattılar.

İksir Aydın, aynı zamanda KAGİDER üyesi.

Ve geçtiğimiz günlerde “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci Ödülü” aldı.

“Üretmek ve aynı anda sosyal fayda sağlamak kadar güzel şey yok!” diyor.

Böyle kadınlar bana müthiş ilham veriyor.

Size de vermesi dileğiyle…

– İksir Hanım, İksir Hanım… İsminiz ne güzel…

Ben de ismimi seviyorum, çok teşekkür ederim.

– Neden İksir? Bir hikâyesi var mı?

Olmaz mı? Annem, üniversitede Türk dili ve edebiyatı okuyor. Bir gün rüyasında bir kızı olduğunu ve adının İksir olduğunu görüyor. Hemen açıyor lügati, iksir’in anlamına bakıyor. “Dokunduğu şeyi altına çeviren sihirli su”, “devai kul” yazıyor. Annem, o günden sonra nedense ileride bir kızı olacağını hep biliyor. Gerçekten de yıllar sonra ben doğuyorum. Adım da İksir oluyor!

– Harika hikâyeymiş! Sizi biraz tanıyalım…

Memnuniyetle. 1955 Kastamonu doğumluyum. Mesleğim matematik öğretmenliği. Çok çok severek yaptım. Evliyim. 2 kızım ve 3 tane harika torunum var.

YÖRESİNDE FARK YARATAN KADIN ÖDÜLÜ ALDI

– Siz, yöresinde yani Kastamonu Daday’da fark yaratan bir kadın girişimcisiniz. Üsteylik ödül de aldınız. Nasıl başladı her şey?

Kendimi bildim bileli, doğduğum topraklarda bir şeyler yapma arzum vardı. Bu el değmemiş, zengin coğrafya ve her işin atından başarıyla kalkan kadınlarla, doğduğum yerde farklı ve özel şeyler yapabilirim, gizli cennet bölgemizi kalkındırabilirim diye düşündüm. Ve harekete geçtim.

– Şimdi otel olarak kullandığınız o konağı nasıl almaya karar verdiniz?


Biz babamın görevi nedeniyle ailece tüm Türkiye’yi gezdik. Pek çok yerde yaşadık. Yazları da Kastamonu’ya, büyüklerimizi ziyarete gelirdik. Hayatımın en keyifli zamanlarındır o yaz tatilleri. Faytonla şehre inmek, gece anneannemin evinden görünen kaleyi izlemek… Babaannemin yaptığı lezzetli çörekler, ekmekler yemekler muazzam anılar benim için… İnsan zamanla geçmişin özlemini daha çok duyuyor. 2007’de kuzenimin ailesini ziyarete Daday’a gittiğimde, baktım, bu konak ve arazisi satılıktı. Daday hem babamın doğduğu topraklar hem benim memleketim hem de doğası harika bir yer. Bunların hepsi bir araya gelince, sevgili ailemin her ferdinin de sonsuz desteğiyle, kendimi bir anda bu konağı satın alırken buldum. Sonra da buraya bir kasaba inşa ettik.

ATALIK TOHUMUMUZ SİYEZİ YAŞATMAK 

– Peki “İksir Hanım’ın Çiftliği” fikri nereden çıktı? Amacınız neydi?

İlk günden beri doğayı seven ve onu koruyan dostlarımıza doğal olanı, doğadan olanı, yerel olanı, mutfağımızda sunmayı hedefledik. Atalık tohumumuz “siyez”i ektik, onu yaşatmak istedik. Doğanın nimetlerini, şifasını sunmak istedik. “İksir Hanım’ın Çiftliği” ya da “İksirli Çiftlik”, otelimizin mutfağında sunuyor olduğumuz lezzetli marmelatların, siyezli ürünlerin, kızılcık tarhanalarının, mantar turşularının ve diğer ürünlerimizin misafirlerimiz tarafından çok beğenilmesi ve evlerinde de kullanmak istemeleriyle ortaya çıktı. İlk başta üretimimiz sadece bizim tatil kasabamıza gelen misafirlerimiz içindi. İstekler gelmeye başlayınca, “Neden bunları da paylaşmıyoruz?” diye düşündük ve şu anda misafirlerimize çiftliğimizin de kapıları açık. Gelip bizimle beraber üretim süreçlerine katılabilir, işin emek kısmında da olabilir ve bizim kadar keyif alabilirler.

COĞRAFYALAR ARASINDA BAĞ KURMAK İSTİYORUZ

Bölgede “çam pekmezi” gibi, “kiren sos” gibi yeni ürünler geliştirerek, farklı ürünlerin farklı değerlendirilmesini, kızılcık tarhanası gibi tatlarla, unutulan lezzetlerin yeniden gün yüzüne çıkmasını sağlıyoruz. Mantar şenlikleri düzenliyoruz. Bölgenin zenginliklerini hem misafirlerimize hem da bölge insanlarına anlatıyoruz. Coğrafyalar arasında bir bağ kurmak esas çabamız.

ONLARCA KADIN OMUZ OMUZA ÜRETİYORUZ

– Sizi kutluyorum. Siz yöre kadınlarına istihdam sağladınız. Onları girişimci yaptınız…

Yöre kadınları bir harika! Gerçekten müthişler ve çok çalışkanlar. Biz bir dernek kurduk ilçemizde. Şimdi pek çok kadın evinde ürettiğini satabileceği, yeni ürünler gelistirebileceği, eğitimler alabileceği bir platforma sahip. Hem kendi bünyemizde hem derneğimizde onlarca kadın omuz omuza üretiyoruz…

– Neler üretiyorsunuz?

İksir ailesi olarak başta siyez buğdayı olmak üzere coğrafyamızda bulunan tüm ürünlerden marmelatlar, reçeller, pekmezler, tarhanalar, turşular, ekmekler, sirkeler, erişteler, tereyağlar, kurutulmuş bitkiler ve soslar ile 200 çeşit ürün.

– En çok neleriniz rağbet görüyor?

Siyez bulguru, unu, eriştesi ve ekmeği. Bize has organik çam pekmezi, ahlat pekmezi, kızılcık tarhanası ve marmelatı, kuşburnu marmelatı, kanlıca mantarı turşusu, beyaz pancar turşusu, elma sirkesi, armut sirkesi en çok beğenilen, talep gören ürünlerimizden. Ürünlerimizi hem tesislerimizden hem internet üzerinden hem de İstanbul’da bulunan satış noktalarımızdan satıyoruz.

– Hangi ürünlerde iddialısınız?

Aslında hepsinde. Çünkü hiçbir şekilde katkı maddesi kullanmıyoruz!

ENGELLİ ÇOCUKLARA AT SEVGİSİ

– Yaptıklarınızla ne kadar gurur duyuyorsunuz?

Bunu tarif edebilmem galiba pek mümkün değil. O kadar güzel anlarımız oluyor ve o kadar güzel insanlarla tanışıyor, beraber emek veriyoruz ki, “İyi ki yapmışım!” diyorum.

– Sizin aynı zamanda engelli çocuklar için terapi atlarınız var… Muhteşem bir şey. Bu nedir?

Bu konuda yani hipoterapi eğitimini almış antrenörlerimiz var. Fakat “Hipoterapi yapıyoruz” demek yanlış bir ifade olur. “Uygun atlarımız ve eğitimini almış antrenörlerimizle, çocukların atlarla bir bağ kurmasını sağlıyoruz” demek daha doğru. Bir canlıyla bağ kurmak, bir atı okşamak, çocuklara çok iyi gelen bir şey.

24 odalık bu konak, bir otel. Geniş sofalarda geçmiste olduğu gibi yemekler yenebiliyor, utlar dinleniyor, dostlar bir araya geliyor… 

– Kızınızla mı birlikte yürütüyorsunuz bütün işleri?

Evet, kızım Ece ve beraber çalıştığımız ekibimizle birlikte yol alıyoruz. Eşim ve büyük kızım da bizi her zaman destekler.

– Girişimci olmak isteyen kadınlara ne önerirsiniz?

Hayal etsinler, hiç durmadan… Ve yılmasınlar. İnanarak, severek, emek vererek, bilgilenerek her şey mümkün! Önce en yakınlarınızdan başlayarak, çevrenizdeki kişileri fikrinize ve çabanıza inandırırsanız, alacağınız destek sizi ayrıca motive edecektir. Bu da zaten kadının yaratıcı doğasında gizli…